Thursday, May 14, 2015

Gençlerbirliği Analizi

Mesut Bakkal Ersun Yanal'ın eski yardımcısı ve o da sistemine bağlı biraz hayalperest bir teknik adam gibi geliyor bana.

Misal elindeki Stancu ve El-Kabir ikilisiyle çift forvetli sistemleri tercih etse çok başarılı olacağını düşünüyorum ancak o şimdilik 4-2-3-1'inde ısrar ediyor ve Stancu'yu dış forvet gibi kullanıyor. 

Son Konyaspor maçında dizilişleri 

Konya sol beki Özgür çıkamayan stoper özellikli bir sol bek olduğu için zaman zaman Stancu El-Kabir'in arkasına gelmiş ve Hleb sağ kanada geçerek oyun kurmuş. Aynı zamanda Hleb hiç savunma yapmadığı için, top rakibe geçince sadece yürüdüğü için orada oynaması ilk devre sorun yaratmamış. Ardından bunu gören Aykut Kocaman sol bek Özgür'ü çıkarıp oyuna Torje'yi sokmuş ve Hleb'in olduğu sol kanadını işler hale getirmeye çalışmış. Golü de Torje o kanattan atmış. Doğrusu Hleb şuan sadece 20-25 dakikalık bir oyuncu ve hafta arası 90 dakika oynadığı için Galatasaray'a karşı ilk 11 başlayacağını hiç sanmıyorum.

2-3 hafta önce cezalı duruma düşen ve geçen maçta cezası bitmesine rağmen 18'de olmayan Doğa'nın sakatlığı olduğunu düşünüyorum. Eğer o iyileşirse Mesut hoca muhtemelen göbekte Petroviç-Gosso-Doğa üçlüsüyle oynayacak. Bir kanatta kanat/forvet Stancu olacak ve diğer kanatta da Mervan olacaktır. Mervan da son haftalarda sürekli 11 oynuyor ve ona alternatif bir kanat oyuncusu olarak oynayan Guido'nun da sanırım sakatlığı devam ediyor. Guido iyi orta kesen ama Mervan kadar etkili driplingleri olan bir oyuncu değil.

Bence Gençlerbirliği için en iyi düzen aslında 4-4-2 olurdu. Sürekli git gel yapabilen bir Landel'in de ekleneceği ve direkt toplarla sonuca giden Gençlerbirliği'nin çok ciddi bir kontra tehdidi olurdu. Örneğin..

Gençlerbirliği hücumda El-Kabir ve Stancu gibi çok tehlikeli silahlara sahip olacak. El-Kabir oyun tarzı olarak bana fazlasıyla Tevez'i hatırlatıyor. Kısa boyuna rağmen yere çok sağlam basan ve oldukça flair bir oyuncu, onu marke eden stoperi hiç beklenmedik şekilde geçip gole gidebilecek bir adam. Ona hiç top aldırmamak en mantıklı oyun şekli olur.  Kabir kime yakınsa o stoper Kabir'e yapışmalı. Semih bu konuda iyi ama Hakan Balta geç kalabilir diye düşünüyorum.

Stancu ise Umut'un 4-5 yaş genç hali... Topsuz oyunda rakibi çok zorlayan, her yere girip çıkan bir forvet. Gol koklama becerisi de yüksek. Umut gibi topla çok becerikli değil ama topsuz tehlikeli.

Savunmaları genç ve/veya dinamik oyunculardan kurulu. Ahmet Çalık Konya maçında cezalıydı yerine Ferhat Görgülü oynamıştı. Galatasaray maçında yine Ahmet sağ stoperdeki yerini alacaktır. Sağ bek Hakan tecrübeli bir oyuncu olmasına rağmen en önemli özelliği halen çok atlet ve oldukça savaşçı olması.

Sedat ise Mesut Bakkal'dan sonra tekrar oynamaya başladı, ayağı kötü ve oldukça ağır. Burak'ın onun üzerine oynaması Galatasaray'ın avantajına olur. Ayrıca kolay faul yapıp, kolay kart gören bir oyuncu.

Galatasaray için bu maç en önemli avantajlardan biri de Tosiç'in muhtemelen oynamayacak olması. Zira Tosiç geçtiğimiz haftalarda Trabzonspor'la anlaştı ve son 3 haftadır onun yerine genç oyuncular oynuyor. Konya maçında ilk 18'de de yoktu. Tosiç'in bir sakatlığı olma ihtimali de mevcut. Halil'i dikkatli izlemediğim için nasıl bir oyuncu olduğunu bilmiyorum ama Tosiç Gençlerbirliği savunmasının sahip olmadığı, topu savunmadan çıkarabilme yetisine sahip tek defans oyuncusu. Soğukkanlı, zeki ve oldukça tecrübeli bir isim. Onun olmaması Galatasaray'a avantaj olur düşüncesindeyim.

O oynamassa Gençlerbirliği savunmadan gelişigüzel çıkmaya çalışacaktır. Kaleci Ferhat'ı 2008-2009 sezonundan beri biliyorum. Birçok maçını canlı izledim. Ben 20 yaşımda Çanakkale'de üniversite okurken o da 19 yaşında Çanakkale Dardanel'in kalesini korumaya başlamıştı. O dönem 2. Lig'teydiler ve o sezon Ferhat'ın bir çok hatalı gol yemesine rağmen Bank Asya 1. Lig'e çıkmayı başarmışlardı.

Ferhat her zaman, 19 yaşında dahi, özgüveni çok yüksek bir kaleciydi. Ayakları her zaman çok iyiydi. Fakat bu özgüven sıklıkla başına dert de açıyordu. Mesela rakip forveti çalımlamaya çalışırken gol yediğini görebilirsiniz... Öte yandan ayağıyla 50-60 metre Mervan'ın önüne degaj dikebildiğini de görebilirsiniz. Galatasaray forvetleri uyanık olmalı yani. Ferhat'ın bireysel hatasını kovalamalılar. Yine keza savunmacılar da dikkatli olmalı. Ferhat'ın degajıyla kaleye uzanan Gençlerbirliği forvetlerini kaçırmamaları gerekli.

Savunma atletik ama topla çok kötü demiştik. Önlerinde oynayacak olan Petroviç çok uzun, sert ve ayağı düzgün bir oyuncu. Genelde rakip kalecilerin degajlarını topluyor. Ortasahada topu çok fazla havaya kaldırmamak ve yerden paslarla topa sahip olmak lazım. Oynarsa Doğa ise Murat Ceylan tarzı bir oyuncu fakat Murat'tan daha zeki ve daha soğukkanlı, birebirde markajı iyi. Zaten savunma önünü her türlü kapatacaktır Gençlerbirliği o yüzden Sneijder için kolay bir maç olmayacak gibi geliyor bana. Gosso ise teknik olarak kötü ama yere çok sağlam basıyor ve çok atletik. Bu sayede 3-5 metre top sürebiliyor ve topun yönünü ters kanada çevirebiliyor.

Gosso müdahaleleri çok dengesiz bir oyuncu ve aslında ona kart göstertmek oldukça mümkün. Ona yakın oynayıp, önünü kapatır dripling yaptırmazsanız bir süre sonra sinirlenip, sert girip kart görebiliyor. Özellikle kendi kaptırdığı toptan sonra çok acımasız müdahaleleri var.  İlk sarı kartından sonra da oyundan düşüyor zira kendi müdahalelerinin ne kadar dengesiz olduğunun o da farkında.

Kenarda Mervan çalımlarla etkili olan bir oyuncu fazla alan vermemek gerek. Eğer Mesut Bakkal dikkatli davranırsa bu maçta Mervan'ı sağ, Stancu'yu sola koyması çok daha mantıklı olabilir. Şimdiye kadar Mervan'ı genelde sol kanatta izlemiştik ama Galatasaray'a karşı sağ stoper - sağ bek bölgesinin daha boş olduğunu fark ederse oraya topsuz koşularda çok etkili olan bir Stancu'yu koyabilir.

Eğer Doğa oynarsa ve Mesut hoca tek forvette ısrar ederse bu diziliş Gençlerbirliği için en optimum diziliş olabilir. Eğer Doğa oynamazsa, yine 4-2-3-1 deneyip Hleb yerine 10 numara Tomiç'le başlayabilir. Tomiç de Hleb gibi bir oyuncu top tekniği yüksek bir ofansif ortasaha ama savunması da hayli kötü. Bir de garip olan genelde kenarlarda oynayıp oyun kurmayı deniyor.

Mesut hoca her halükarda Mervan ve Stancu kenarlarını ileri çıkarıp hızlı kontralarla çıkmayı deneyecektir ama Mersin'den farklı olarak Nakoulma gibi sadece hücumda varolan, savunmayla alakası olmayan kenarlar kullanmaz.

Stancu eğer sol forvet olarak oynarsa, Semih'le Sabri'nin arasına çok topsuz koşu yapacaktır. Bu yüzden Sabri'nin çok dengeli olması lazım. Özellikle Galatasaray sağ tarafında kaptıkları topları, Gosso ve Petroviç ile hemen ters tarafa atıp, çizgiye inmeye çalışacaklar. Telles tarafından gelecek ortada da El-Kabir stoperleri ön direğe çekmeye çalışacak ve Stancu'ya arka direkte alan açacaktır. (Bu golün çok benzeri Stancu tarafından ligin ilk yarısında oynanan maçta da atıldı. Sinan'ın yan toplarına da bu konuda pek güvenemiyorum.) 

Yani Galatasaray ya o ters topu attırmayacak veya Sabri Stancu'yu unutup ilerde kalmayacak. Tabi en iyisi topu kaptırmamak :)

Bu arada hazır değinmişken takım skoru korumaya geçince Muslera bombeli ortaları çok iyi çıkıp toplardı ama Sinan bu konuda da pek güven vermiyor bana

Mervan ve Stancu kanatları muhtemelen değişerek oynar. Birincil hücum planları da Gosso ve Petroviç'in terse iyi çevirdiği toplarda, kenar ortalarla sonuca gitmek olur.

O yüzden Emre'nin oynadığı pas yapabilen bir ortasaha Galatasaray için daha doğru olabilir. Mesut Bakkal'ın takımına karşı pek top kaybı yapmamak lazım çünkü bunları maksimum 3 pasta gole götürmeye odaklı bir kontra anlayışı güdecektir.

Bu arada Gençlerbirliği dün Erciyesspor'un Fenerbahçe'ye karşı oynadığı oyunu oynamaya çalışacaktır. Dün Fenerbahçe topla tüfekle saldırıp önde çok kişi kalınca ve bekler çok çıkınca Fatih Tekke oyuncularına sürekli rakip beklerin arkasına uzun toplar atmalarını söyledi ve bu şekilde kontralara çıktılar.

Fakat ne zaman ilk 30 dakikadan sonra Fenerbahçe bekleri biraz daha geride bekledi ve presi Topal - Selçuk ikilisi değil de öndeki dörtlü yapmaya başladı o zaman Erciyes de çıkamadı. Zira öndeki dörtlü pres yapınca Topal-Selçuk süpürdü ve Erciyes kanatlara uzun top atınca da pozisyon tutan Gökhan ile Caner o topları alıp tekrar atağa çıktı.

Bu doğru düzene dönüşün Aziz Yıldırım'ın telefon ettiği dakikalardan sonra ortaya çıkması da oldukça ilginç :)

Galatasaray'ın da bekleri dünkü Caner ve Gökhan gibi şuursuzca ileri çıkarmalı. Ayrıca presi de öndeki dörtlünün pres yapması lazım. Eğer Selçuk ve Melo'yu prese koşturmak zorunda kalırsanız, Kasımpaşa ve Trabzonspor maçlarındaki gibi kontra goller yemeye mahkum oluyorsunuz.

Özellikle Gençlerbirliği de Erciyes gibi kanatlardan çıkacağı için Sabri ve Telles dengeli olmalı!

GALATASARAY KONTROL OYUNUNUN EKSİĞİ VE BEŞİKTAŞ MAÇINDA YAŞANABİLECEK TEHLİKE ÜZERİNE

Galatasaray son haftalarda skoru alınca, dün Juventus'ta da gördüğümüz üzere İtalyan usulü kümeleniyor ve rakibe alan bırakmıyor. Bu konuda savunmayı iyi yapmasına rağmen, topu kapınca çok etkisiz bir Galatasaray görüyoruz. Topu kapınca Galatasaray sadece ileri vuruyor ve rakip stoperlere yine teslim etmiş oluyor.

Eğer Fatih Terim dönemindeki gibi, Galatasaray forvetleri biraz daha diri savunma yapsa o zaman bu kadar kümelenme olmayacak ve topu kapan pas verebilecek birini bulabilecek. Bunu Mersin maçının ilk yarısında yapabildiler ancak oyuncular geçen hafta geçirdiği gripten dolayı biraz güçsüz kaldı ve ikinci yarı yorgunluklar arttıkça kümelendikçe, kümelendiler ve pas verecek birini bulamayıp topu ileri vurdular.

Şimdi, İtalyanlar da böyle kümelense dahi, sakin kalıp ileri vurmak yerine pasla arkadaşlarını bulabiliyorlar. Bizimkilerde ise maalesef bu pratik yok gibi. En azından rakibe çarptırıp taç falan alsalar, soluklanmaya ve sahaya yayılmaya zamanları olabilir. Bunu da (çarptırıp taç almak) Telles dışında düşünen olmuyor.

Galatasaray eğer kapanırken arkadaşlarını bularak çıksa, bu pratiğe sahip olsa çok daha zor yenilen bir takım olur sezonun sonunda.

Özellikle Biliç'in, ilk maçın aksine Galatasaray'a karşı presle başlayacağını tahmin ediyorum. Bu 10 günde Galatasaray bu baskı nasıl kırılır bunu iyi çalışması lazım diye düşünüyorum. Gerek antremanda veya gerekse de telkinlerle...

Mesela takım gömüldüğünde Sneijder topun olduğu taraftan kendisini taç çizgisine atıp top isteyebilir ve Burak da onun yerine göbeği doldurabilir. Böylece top kazanılınca ezberden Sneijder'e verilebilir ve o da ya topu saklar, ya da en kötü taç veyahut faul alır.

Hagi bu, 'kendisini taç çizgisine atıp top alma' işini çok iyi yapar ve ya taç alır, ya faul alır ya da driplingle topu ve takımı ileri taşırdı. Leeds deplasmanında, Arsenal UEFA Kupası finalinde ve Real Madrid Süper Kupa finalinde bunu harika yapmıştı. Yine keza Romanya Milli takımında da çok yaptığı bir oyun alışkanlığıydı bu Hagi'nin.

Hatta Suat Kaya Hagi'ye, bu özelliği için şöyle demişti. "Hagi fırtınalı havalarda sığınabileceğimiz bir liman gibiydi. Sıkıştığımızda topu ona atardık ve o da hiçbir şekilde topu kaptırmazdı"


14 comments:

  1. abi rakibe taktik verme işlerini, çok daha başarılı olacak cümlelerini maç sonrası yazalım. bir şekilde duyarlar falan...

    ReplyDelete
  2. adsız: Hem teknik adam, hem yardımcıları bütün gün bunları düşünüyor, akıllarına gelmiyor olma ihtimali yoktur sadece kendi doğrularına ısrar ediyorlar bence şuan

    ReplyDelete
  3. heroruno: Maalesef yorumunuzu hakaret barındırdığı için yayımlayamıyorum. Daha münasip bir dille yazmanızı rica edebilir miyim?

    ReplyDelete
  4. Abi son 5-6 yıldır belki onbin yorum göndermişimdir bloglara ilk defa sende böyle birşey duyuyorum ha biraz agresif bir yorumdu evet ama yanlış hatırlamıyorsam sadece bir aptal lafı geçiyordu bu hakaretse bu yorumu yayınlamamak daha büyük hakaret bence ama blog senin yapacak birşey yok.

    ReplyDelete
    Replies
    1. heroruno: Üzgünüm ama bu blogun daha profesyonel ve ciddi bir doküman haline gelmesini istiyorum... Saygılarımla.

      Delete
  5. Galatasarayın bence en büyük sıkıntısı defansif orta saha ve ofansif orta saha oyuncularını aynı anda kullanması. Sözde 4-2-3-1 oynuyoruz ama melo ısrarla 2 stoperin arasına giriyor sneijderde sola kayıyor selçukta geziniyor. Bu durum hucum anlamında bir sıkıntı yapmıyor hatta bazı artıları bile oluyor çünkü bizim ağırlık merkezimiz sola kaydığı için rakipte bize ayak uyduruyor ve mecburen rakip oyuncular kendi pozisyonlarının dışına çıkıyor. Ama her takım gibi bizde öne geçip skor avantajını yakalayınca oyunu bu şekilde bitirmek adına savunmaya geçiyoruz. melo sneijder ve selçuk defansın önünde set oluşturmayıp orta alanda arka arkaya geçip asimetrik durdukları için kanatlarda rakiplerimiz bizi 2-3 yıldır hep yalnız yakalıyor. sneijderin önde asimetrik durması bence faydamıza ama melonun 2 stoper arasına dalıp seti bozması çok büyük sıkıntı. Bence orda kesinlikle daha iyi pozisyon alan hamit oynamalı. Bu sıkıntı o kadar bariz ki istatistiklerede yansımış. Bu sene yenildiğimiz bütün maçlarda hamit oynamamış (fener deplasmanı hariç). Bu durum kesinlikle tesadüf değil. Derbinin havası farklı melo bu maçta oynamalı ama kalan 2 maçta kesinlikle hamitle başlamalı diye düşünüyorum siz bu tespit hakkında ne düşünüyorsunuz ?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Adsız: Melo'nun stoperlerin arasına girmesi hava hakimiyeti sayesinde. Rakip GS kapanınca uzun top oynamaya mecbur kalıyor ve Melo da bu uzun topları çok iyi alabiliyor. Hamit ve Selçuk bu konuda Melo'nun yaptıklarını yapamaz. GS kapandığında şüphesiz Melo çok sağa sola koşturması gerekmediği için değerli bir ön libero oluyor ama gol aradığında da Hamit'in Melo'dan çok daha gezgin ve hareketli bir oyun kurucu olduğu aşikar.

      Delete
  6. bence bu maç BJK maçından daha zor olacak. hatta GS yenilmediği taktirde, Fener Mersin'de yine puan kaybeder. Bu nedenle defansta açıklar vermemek ve beklemek gerekiyor, Antep maçı gibi Konya maçı gibi, 60-70-80-90 korner, duran top vs. bir şekilde gol atılır. Ama bu maçta Muslera'da yok bu nedenle çok dikkat edilmeli. El Kabir hem Hakan'ı hem de Semih'i zor rahat geçer. Hamit oynayabiliyorsa mutlaka oynamalı ve ortasaha Selcuk-hamit-melo-yasin-sneijder olmalı. Burak ileri de tek kalsın. defanstan da Sabri ve Telles hiç çıkmasın mümkünse. Bu Gençler maçını alırsak, haftaya tur atarız.

    ReplyDelete
  7. Bana bu maç iki sene önceki meşhur ordu-mersin maçı havasında geçecek gibi geliyor.İnşallah son gülen biz oluruz.Hamit antrenmanın tamamında takımla çalışmış,bence ilk yarıyı önde kapatırsak ikinci yarı direk girmeli.Sizce bu maç 4-4-2 başlanabilir mi. Umut - Burak (burak hamza hocanın ilk maçlarındaki gibi umut'un biraz gerisinde) ve solda sneijder, gerçi yasin'i kesmek zor ama sanki bu maçta gençler defansını ve önlerindeki oyuncuları düşünürsek önde basıp bir iki pasta gole gitmeye çalışmak daha mantıklı olabilir mi?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Yok hayır topa sahip olmak daha önemli. Önde basıp ilk golü GS yerse ciddi sıkıntı olur.

      Delete
  8. Sinan merhaba, ilk günlerinden bir takipçin olarak maç öncesi analiz, maç sonrası yorum yazılarına geçmen çok güzel oldu. Senin gibi hem analiz yeteneği yüksek hem de kalemi kuvvetli bir spor sevdalısını kaliteli işlerde görmek isterim. Socrates dergisinden bir iş teklifi gelmiyor mu? Gelmeli.

    Rakiplerimizin en etkili ataklarını incelersek; sebebin hep rakip yarı alanda şutla ya da ortayla bitiremediğimiz ataklardaki top kayıplarımız olduğunu görürüz. Konya maçında bu kayıpların direk kalemize pozisyon olarak döndüğünü görmüştük. Gençlerbirliği'nin farkı bu ataklarda son pasları ve son vuruşları yapacak oyuncularının olması. Rakip kalede gol ararken bir anda kendi kalemizde pozisyon vermemek için topun kıymeti oyunculara bir kez daha vurgulanır umarım. Bizim için en tehlikeli anlar maçın berabere gideceği anlar olacaktır diye düşünüyorum.

    Selamlar. Yener

    ReplyDelete
    Replies
    1. Teşekkür ederim, dergi gerçekten çok başarılı fakat bir teklif almadım.

      Delete
  9. Sinan Bey önde baskı işe yaradı Melo bile belki bu sezon en çok koştuğu maçı oynamış olabilir ancak golde özellikle penaltı pozisyonundan sonra taraftarın coşkusununda payı yüksek.Birde Sabri hakkında hala aynı görüştemisiniz? :) Ben hep Sabri'nin ilk 11 olmasada takım uyuduğu anlarda oyuna girip ateşleyebileceğini düşünüyorum. Klasik bir görüş ama adamın enerjisi kaotik olsada içerdeki maçlarda işe yarıyor.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Sabri yedek kalmayı sorun etmediği müddetçe her daim önemli bir hamle elemanı olabilir düşüncesindeyim. Yeter ki egosuna yenilmesin

      Delete