Friday, January 10, 2020
Galatasaray - Altay Maçı Analizi
Galatasaray maça şu ilk 11'le başladı...
Okan Kocuk
Linnes - Donk - Marcao - Saracchi
Lemina - Seri
Feghouli - Taylan - Ömer
Falcao
Bu ilk 11 sanırım Fatih Terim'in sezonun 2. yarısında düşündüğü ilk 11'e çok benzer ama Ömer yerine solda Onyekuru olacaktır.
Bir süredir Ömer Bayram'ın sol bek veya sol açık için uygun olmadığını, fark yarattığı tüm maçlarda merkezde oynadığını vurguluyorum. Bunun sebebini de detaylıca açıklamıştım... https://twitter.com/sinan_yilmazz/status/1203639127205437440
Bence sezonun ikinci yarısında sol kanatta ilk 11'de Onyekuru ve onun yedeği de benzer tipte Jesse olmalı. Sağ kanatta da Feghouli ve yedeği yine benzer tipte Jimmy. 10 numara pozisyonunda da Taylan ve yedeği de yine benzer tipte Emre Akbaba... Hatta Falcao'nun yedeği Adem'in de ona çok benzer tipte bir oyuncu olduğunu geçen yazılarda vurgulamıştım. (Bu 'benzer tip' sözünü yazının devamında açacağım)
Feghouli-------Taylan-------Onyekuru
(Jimmy)------(Akbaba)-------(Jesse)
-----------------Falcao
----------------(Adem)
Bu 4 as ve 4 yedekli hücum hattı, birbirini ikame ettiğinde sistemi bozmak zorunda kalmayacağınız oyunculardan kurulu. Ömer Bayram ise sola çekildiğinde düzeni birkaç yerden bozuyor.
Birincisi sol kanattan delici dripling yapabilen bir adam eksiliyor. Sağ ayağıyla içe kat eden ve solda Saracchi'nin önünü açan bir adam eksiliyor. Ve en önemlisi soldan gol koşusu yapan adam eksiliyor. Ömer solda oynadığında, yapabildiği iyi şeyler azalıyor. Ömer orada neleri iyi yapabilir? Çok çıkan Saracchi'nin arkasını zaman zaman doldurabilir ve savunmaya yardım eder. Ayrıca iyi baskı yapar ki, Altay maçının ilk yarısında Galatasaray'ın en iyi yaptığı şey buydu ve ilk gol de bu şekilde geldi.
Buna karşın Ömer'in bir iki pozisyonda gole koşamadığını veya gol pasını göremediğini fark ettim. Zira sol forvet rolü, Ömer'in oyun tarzına uymuyor. Ömer'in 2. yarıda alması gereken rol, Lemina'nın yedekliği olmalı. Yani 'ball wining midfielder'. Orta sahada yüksek enerjisi ile top kazanan oyuncu rolünü Lemina üstleniyor ve Galatasaray'ın en çok sakatlanan oyuncusu da o. Lemina'nın yedeğine Lemina sakatlandığında onu aratmayacak, güvenilir 2. bir canavar koyabilmek gerekiyor ve merkezde oynadığında 'Tazmanya Canavarı' benzetmesini yaptığım Ömer de bu rol için çok ideal, çok ucuz, uygun bir yedek.
Altay maçında ilk yarıda yapılan baskıya rağmen gol pozisyonu zenginliğinin kısır kalma nedeni de yine kutu içine topsuz koşu atan adam sokamamak yüzünden oldu.
Şimdi ilk yarıda forma giyen diğer isimlerin performansını değerlendirelim... 2. yarıda tüm takım değişti zaten.
İLK YARI OYUNCU PERFORMANSLARI
Saracchi: Hızlı, çabuk. O da tip olarak Emre Taşdemir'e çok benziyor. Onun biraz daha tekniği ama artıları da eksileri de çok benzer. Hızlı, çok git-gel yapabilen bir dayanıklılığa sahip. İkili mücadelelerde kolay dağılıyor ve çok kolay top kaybedebiliyor. İlk maçında da Saracchi'nin biraz fazla top kaybettiğini düşünüyorum. Bir iki pozisyonda hızını ve top sürme kabiliyetini güzel gösterdi ama iyi bir maç çıkardı diyemem açıkçası.
Linnes: Fiziksel olarak iyiydi. Beklendiği gibi uzun süre oynamasa da kendisine iyi bakmış. Soldan Saracchi ile çok çıkıldığını görünce sağda defansta daha sağlam durmaya çalıştı. Bir tane %100'lük golü çok iyi bir kademe ile önledi ve olgun bir görüntü sergiledi. Misal bu maçta herkes Saracchi'yi daha çok öne çıkarır çalım attı, hücuma katılmaya çalıştı diye ama ben Linnes'i daha çok beğendim.
Okan-Donk-Marcao: Bu üçlüye çok iş düşmedi. Bir kez arkalarına adam kaçırdılar onda da Linnes iyi yetişti. Marcao'yu Donk'a göre daha hazır gördüm. Tabi oyun soldan oynandığı için, Marcao çok daha fazla oyunun içindeydi.
Lemina: İdare eden bir performans sergiledi. Ligin ilk yarısındaki 4-3-3 alışkanlığı nedeniyle stoperlerin arasına çok girdi yine ama artık Taylan çok daha fazla forvet ve merkezden birinin daha geride kalması göbeği boşaltabilir. Topları biraz daha ileride stoperlerden alması gerekiyor bence.
Seri: İlk yarı takımın en iyisiydi. Ligin 2. yarısında takım oturduğunda Seri'nin parlayacağını yazıyordum zaten... Seri'nin futbolculuğu ve 2. yarı neler yapabileceği ile ilgili kendimi tekrar etmeyip buraya o yazıyı bırakayım... https://hizliresim.com/VQq9jr
Feghouli: Sezonun ilk yarısındaki maçlarına göre daha iyi, daha fit buldum. Maç ritmi yakaladıkça sezonun 2. yarısında fark yaratması son derece muhtemel yine...
Falcao: Biraz daha güçlenmesi gerekiyor ama arkasından gol koşusu atan adamlar olmayınca onlara duvar olup, etkili paslar atma becerisini gösteremedi. Falcao'nun en önemli meziyeti sırtı dönük oyun. Onun yanına koşu atacak oyuncularınız yoksa adamın en önemli meziyetini kullanamıyorsunuz. Adem oynadığında Adem de bunu yaşıyor.
Taylan: Sağında, solunda ve önünde topsuz koşu atan oyuncular olmayınca pas hataları yapmak zorunda kaldı. Soluna Onyekuru veya Jesse'yi aldığında çok daha etkili olacaktır. Yine de ilk yarıda daha çok 2. forvet koşusunu kendisi atması gerekirdi.
2. YARI
Galatasaray 2. yarıya yine 4-2-3-1 ile başladı ama bu kez B Planına geçildi. İlk yarı skor arama oyunuydu. 2. yarı ise skoru tutma oyunu denendi.
Berk Balaban
Şener - Emin - A. Çalık - E. Taşdemir
Belhanda - Selçuk
Jesse - E. Akbaba - Jimmy
Adem
Adem Büyük: Yukarıda da belirttiğimiz gibi yine sırtı dönük oyunu ceza sahası içinde harika uyguladı ve Belhanda'ya 2. golün asistini yaptı. Tıpkı Nagatomo'ya Trabzonspor deplasmanında attırdığı gibi. Tıpkı Brugge maçında kendisinden iki kat stoperi arkasında tutup dönüp vurduğu gibi. Bazen kendi dönüp vuruyor bazen arkasından gelenlere çıkarıyor ama bu işi gerçekten çok iyi yapıyor. Ona boşuna 'Yerli Falcao' lakabını takmadım :)
Emre Akbaba: Geçen yılki fiziksel durumundan daha geride değil gibi ama geçen yıl da en büyük zaafı fiziksel olarak güçsüzlüğüydü. Yine de kötü dönmemiş diyebiliriz. Taylan ve onda olan, ceza alanına geç koşu atma bilgisi sayesinde golünü de attı.
A VE B PLANLARI: SKORU ARARKEN VE SKORU KORURKEN JESSE
Jesse&Jimmy: İlk yarıda rakip yarı alanda baskı futbolu oynayan Galatasaray, 2. yarıda oyunu daha 2. bölgede kabullenip direkt toplarla çıkma futbolu oynadı. Bu da belli ki Terim'in ligin 2. yarısındaki taktiği. Skor ararken önde pres, skoru alınca da kontra oyunu benimseyecek. Bu sebeple Jesse ve Jimmy'nin düz ayaklarla ters kanatlarda oynadığını düşünüyorum.
Normalde Jesse'nin yine solda Onyekuru'nun, Jimmy'nin de sağda Feghouli'nin yedeği olmasını bekliyorum. Zira gol ararken... Yani rakip kapandığında, alan bulamayacak olan Jesse sağ kanatta düz ayakla oldukça etkisizleşir. Rakip kapandığında düz ayakla, bek - stoper arasında topla buluşsa bile, orta veya şut için açı bulması zorlaşır. Ya zayıf ayağına çekecek ya da sağ ayağını kapatacaklar. Rakip kapandığında kanatlardaki oyuncular ters ayakla enlemesine dripling yaptığında, rakip savunmanın şablonunu bozar ve aralara pas atıp, en güçlü ayaklarıyla şut atma imkanı bulurlar. Jesse'nin skor aranırken Onyekuru gibi, Bruma gibi, Garry gibi solda oynaması kaçınılmaz bence. İçe kat ederek Saracchi'yi arkadan çıkaracak, sonra içe kat edip sağıyla verkaç yapacak veya şut atacak... Buna karşın skor korunurken, rakip savunmayı öne çıkardığında alan bulması muhtemel olan Jesse sağ kanada geçip vurup gidebilir... Bu durumda skoru bulan Galatasaray'ın Feghouli - Jesse değişikliği yapıp Onyekuru - Jesse kanatlarına dönmesi ve B planına geçmesi bence 2. yarıda çok göreceğimiz bir değişiklik olur. Kısa A planında bence Jesse yine Onyekuru'nun yedeği, B planında ise sağ kanatta kontrayı kovalayacak adam.
Jesse skoru koruma oyununda nasıl avantajlar yaratacağını Altay maçında da gösterdi. Hem yaptığı asistte gösterdi, hem de bazı koşularıyla da gösterdi. İyi bir 35 dakika çıkardı diyebiliriz. Jimmy ise artık yaşlı ve kontraya yatkın bir oyuncu değil. Yine de o da kötü bir maç çıkarmadı.
Selçuk İnan: O da fena değildi. Tabi yine fazla geri kaçarak oynadı. 2. yarıda oyun kurucu rolünde Seri'nin yedeği o olacak belli ki. Keşke Seri'nin yedeği olarak Atalay Babacan da devreye girse. Aslında Atalay, çabukluk ve oyun bilgisi olarak Seri'ye çok benzer bir oyuncu ve aynı kadro içinde olsalar Seri'den çok şey öğrenebilecek de bir oyuncu.
Şener-Emre-Mariano-Nagatomo: Beklerde üçer alternatif var ve Nagatomo ile Mariano'nun gidici olduğu kesinleşti sanırım. Buna karşın Şener yine hiç güven vermedi. Yaptığı top kayıpları ve golde yine arkasına adam kaçırması... Herhalde maç ritmi eksikliği nedeniyle böyledir... Emre Taşdemir de yenen golde arka direği kapatamadı. O golde Ahmet Çalık'ın da topu arka direğe gidene kadar kesemediğini söyleyelim. Savunma aslında 2. yarıda S.O.S'ler verdi. Kornerlerde çok kolay vurdurdular. Mariano ve Nagatomo da moralsiz gibiydi doğal olarak. Ben bir önceki yazıda Mariano ve Nagatomo'nun gidişince acele edilmiş olabileceğini düşündüğümü yazdım ama bir yandan yabancı sayısına baktığımızda ve kadro içinde yapılabilecek hamleleri düşündüğümüzde de aslında onları göndermekten başka çare de kalmamış. Çok yaşlı kadroyu, ekonomik gücünüz de yokken ancak kontratından çıkabileceğiniz oyuncularla gençleştirebilirsiniz ve o isimler de Mariano ile Nagatomo... Biraz zorunlu bir ayrılık maalesef.
Emin&Ahmet: Emin'i Tuzla maçından sonra 2. kez izliyorum. Her iki maça da iyi bir gazla başladı ama sonradan biraz konsantrasyonu duruldu. 16 yaşındaki biri için son derece doğal tabi. Zaten iki maçta da yaptıkları 16 yaşındaki bir çocuk için çok yüksek. 16 yaşındayken Ozan Kabak'ı buralarda izlemiyorduk! Bu açıdan baktığımızda barındırdığı potansiyel harika. Fiziksel olarak Tuzla maçına göre yani 2 ay öncesine göre bile bir ilerleme vardı sanki. Bu maç özelinde performansına en sevindiğim oyuncu oldu. Ahmet mesela ondan daha az ön plana çıktı... Golde o topun arka direğe gitmesine izin vermemeli ve kesmeyi başarmalıydı mesela.
Berk Balaban: İyi bir kaleci fiziği var. Bir penaltı, bir de çok iyi bir kafa şutunu kurtardı. Reflekslerinin iyi olduğunu gösterdiği gibi bir pozisyonda da oyun kurarken çok soğukkanlı olduğunu fark ettim. Emin gibi bu hazırlık maçını çok iyi değerlendirdi.
GALATASARAY'DA GİDENLER - KALANLAR VE 2. YARININ TAKIMI
Belhanda: Belhanda'yı sona bıraktım. Zira onun üzerinden her şeyi okumak mümkün. Maç özelinde iyi oynadı ve golünü de attı ama Belhanda'nın bu 4-2-3-1'de yeri yok. Fatih hoca 4. döneminde geldiğinden beri 4-3-3 oynatıyordu ve o 4-3-3'ün iç oyuncusu olarak Belhanda takımın vazgeçilmeziydi ama bu sezon, ilk yarının son 3-4 haftasından beri oynattığı 4-2-3-1'de Belhanda'ya verebileceğiniz bir rol bulunmuyor.
Şimdi birlikte yeni sistemi ve rolleri düşünelim...
Linnes/Şener: 80 metre git-gel yapan dayanıklılığı yüksek sağ bekler
Saracchi/E. Taşdemir: 80 metre git-gel yapan dayanıklılığı yüksek sol bekler
Lemina/Ömer: Top kazanan, dinamik, agresif orta sahalar
Seri/Selçuk/(Atalay): Oyun kurucu orta sahalar
Feghouli/Jimmy/(Yunus): Oyun kurucu sağ kanatlar. (Burada 3. isim olarak da Emre Mor kalmaz, onun yerine yeni sözleşme imzalayan Yunus Akgün düşünülür)
Onyekuru/Jesse: Ters ayaklı, süratli sol forvetler
Falcao/Adem: Sırtı dönük oyunu çok iyi oynayan pivot santrforlar (Futbolda pivot illa uzun olmak zorunda değildir. Kısa boylarına rağmen Falcao da Adem de 2 metrelik santrforlardan daha iyi top saklayabiliyor ve link-up yapabiliyorlar)
Taylan/E. Akbaba: 2. forvet koşularını çok iyi yapan, sırtı dönük pivotların sağına ve soluna koşular atıp, onların indireceği topara gol yapabilecek tipte skorer 10 numaralar.
Şimdi bu yukarıdaki şablonda Belhanda'ya uygun hiç rol yok. 10 numara desen skorer değil. Oyun kurucu desen top saklamayı bilmiyor, kolay top kaybediyor. Top kazanma desen zaten önce ofansif kararkterli bir oyuncu... Her halükarda 4-2-3-1'in 2'li merkezi için, Belhanda çok riskli oynayan ve çok top kaybeden bir oyuncu yani rolleri değiştirseniz bile hiçbir rolde 4-2-3-1'in 2'lisinde oynayamaz.. Mesela Göztepe maçında faul yapmayı bilmediği için gol yedirdiğini hatırlıyoruz. Bu düzende Belhanda'ya göre bir rol olmadığı için büyük ihtimalle satılacaktır.
Kalede zaten Muslera, Okan ve Berk var. 3. santrfor için de Babel gittiğine göre ya Andone ya da Diagne'den birisi olacak.
Yani gidenler: Babel, Nzonzi, Emre Mor, Belhanda, Nagatomo ve Mariano olacak. Bunlardan Babel, Emre ve Nzonzi'nin kirasını kırdırıp FFP için biraz bonservis çıkarmaya çalışırlar ve maaş bütçesi artmaya devam eder. Belhanda'dan bonservis gelebilir ve bu 6 oyuncunun gidişinin ardından sanırım bir stoper daha alınır ve olursa bir defansif orta saha daha kiralanabilir diye düşünüyorum. Zira Lemina ve Ömer'e aynı anda bir sakatlık belası vurursa kadro içinde hamle şansı yok gibi. Öte yandan Luyindama'nın da sözleşmesi dondurulacağı için yabancı sınırıyla ilgili bir sorun da kalmaz sanırım.
Giden 5 yabancı ve Luyindama'nın ardından 8'e düşen sayıya; Linnes - Jesse - Onyekuru ve Saracchi eklendi ve 12'ye çıktı. Bir stoper ve orta saha daha alınırsa yabancı yine 14 olur. Eğer Diagne dönerse zaten Andone ile yollar ayrılacağı için o denklem de birbirini götürüyor.
2. yarı öncesi Fatih Terim'in yine risk aldığını ama yine doğru işler yaptığını düşünüyorum. Altay maçı beni oldukça tatmin eden bir müsabaka oldu.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Abi kiralamasini kirdirip gibi cümle kullanmışsin. Bu durum nasıl oluyor açıklayabilir misin ?
ReplyDeleteOyuncunun kira maaşını sen ödemeye devam ediyorsun ama senden kiralayan takım da sana para ödüyor gibi. Bunun ingilizce bir adı da vardı ama unuttum. Kiradan kira gibi bir şey... Mitroğlou'da yapıldı bu yaz. Mitroğlou'nun kira maaşını GS ödemeye devam ediyor ama kiralık oyuncuyu da peşin paraya kiraya veriyor
Deletesenin kadar saha içine kafa yormuyor terim. o kadar eminim ki. o yüzden bu yazılar sadece senin fikirlerin. "terim böyle düşünüyor olmalı" diye bir şey yok. çünkü düşünmüyor. takım idman bile yapmıyor. tüm yabancılar geri gidiyor demen boşa değil.
ReplyDeletebaşkan o değil de senin bu kimsenin 2 milyon euro bile maaş almadığı ve herkesin 27 yaş altı olduğu kadro kurma saplantını napacağız :)
ReplyDeleteÖyle bir saplantım yok ama 2 milyon euro bile lafına taktım :) Bir çok dünya devi takımda 2 milyon euro üzeri maaş alan çok az futbolcu var. Biz Arap takımlarına özendiğimiz için sanırım 2 milyon üstü vermeyi büyüklük olarak görüyoruz.
DeleteTribünlerdeki insanların bu kadar ekonomik sıkıntı yaşayıp sahadaki yıldızların onlardan kat be kat yıldız olduğu bizden başka Araplar var. Atatürk'ün deyimiyle batıya bakacağımıza doğuya bakıyoruz. Her alanda böyle. Batıya bakalım deyince de saplantı oluyor :)