Röportajın bir kısmını verip, ardından yerlisolbek bloguna yönlendireceğim sizleri...
1.Sizce bu şampiyonluk teknik heyet ve yönetimi takviyeler konusunda yanıltır mı ? Çünkü başarılı bir takıma fazla takviye yapmak istemeyebilirler ?
Sinan Yılmaz: Şampiyonluğun ve kupanın yanıltmasından ziyade Galatasaray'ın bütçesine göre transfer yapacağını düşünüyorum. 4-7 arası transfer ve sözleşmesi bitenlerle birlikte 14 oyuncu göndermek hem maaş bütçesini aşağı çekecek, hem de daha sağlıklı bir rotasyon imkanı sağlayacaktır. Misal Galatasaray'ın 40 kişilik kadrosu vardı, Melo dışında bir tane bile defansif ortasahası yoktu... Yani plansızlık hat safhadaydı. Şimdi o rötuşların yapılması, yıldız transferler yapılmasından daha mühim.
2.Kadro mühendisliği bakımından Hamza Hamzaoğlu'nu ilk defa değerlendirme şansına sahip olacağız.Şampiyonlar ligindeki takımların gücü göz önüne alındığı zaman sizce bu konuda nasıl bir yol izlemeli ?
Sinan Yılmaz: Hamzaoğlu'nun kadro mühendisliğini, ben kendi adıma daha önceki takımlarında etüt etmiştim. O gemileri yakıp, "Ya batarım, ya çıkarım" anlayışını benimsemeyi sevmez. Her zaman ipleri elinde bulundurup basamakları adım adım çıkacaktır. Küme düşmesi beklenen Akhisar'ı Süper Lig'e çıkardığında "Ne de olsa Süper Lig'den para gelecek" diye bir dolu harcama yapmadı. Bu mantıkla Süper Lige gelince bir dolu harcama yapıp sonra borçlanıp Amatör liglere kadar düşen sürüyle takım var. Malatyaspor'lar, Sakaryaspor'lar, Kocaelispor'lar şimdi Orduspor'lar. O, bu takımlar gibi yaptırmadı. Adım adım gitmeye çalıştı. Akhisar'la ilk senesinde düşse bile ertesi sene borç batağına gömülmeyecekler, yine çıkabileceklerdi. Nihayetinde tek yıldız transferle de (Gekas) ligde kalmışlardı. O yüzden bence şimdi de İbrahimoviç değil, kaliteli bir sağ bek önceliğidir. Açıkçası benim de doğru bulduğum Teknik Direktörlük anlayışı tam olarak budur. Lyon 90'larda başladığı merdivenleri 2000'lerde 8 şampiyonlukla taçlandırdı, biraz sendelediler şimdi yine 2. oldular çünkü doğru şekilde büyüdüler. Öte yandan Hulk'a, Witsel'e 90 milyon Euro harcayan Zenith 90 Milyon harcamadan önce de aynı yerdeydi, şimdi de aynı yerde çünkü temel yoktu, yapay şekilde büyüdüler.
3.Hamza Hamzaoğlu geçen hafta katıldığı bir TV programında istatistiklere fazla önem vermem dedi.Sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir ?
Sinan Yılmaz: İstatistik değil de analiz dedi diye hatırlıyorum. Tam olarak şöyle dediğini duydum. "Biz ekibimizle analizler yaparız fakat bunları oyunculara izletmeyiz." Şimdi duyduğumuz üzere Prandelli üst seviye bir teknik adam olarak gelince, buradaki futbolun seviyesini eksik gördü ve daha ilk seviyelerden oyunculara bunları ders gibi anlatmaya çalıştı. Sürekli video analizler yaptı. Futbolcular da bundan şikayet etti. Neticede geneli tecrübeli isimlerdi. Muslera, Melo, Hamit, Sneijder, Chedjou, Selçuk hep üst seviye oyunculardı ve bu eğitimler bunaltıcı olmaya başladı. Misal çok iyi analizci olduğu söylenen Lucescu ise bu konuda şunu uyguluyormuş. Her oyuncuya maçta yapmaları gerekeni yazdığı bir dosyayı elden veriyormuş. Karşısında oynayan oyuncu ne yapar, ne yapamaz, kendisi ne yapsa faydalı olur vs. Oyuncu ister bunu okur ve fayda sağlar, isterse de okumaz, kendi oyununu kendisi şekillendirir. Şimdi bizim ligimiz kaliteli-kalitesiz başka mesele, genel olarak tecrübeli bir lig. Yaş ortalaması 28. Kendi dinamikleri çok belirgin bir lig. Bu ligde Sneijder'e "Hürriyet çok tekme atar" demeniz çok önemli olmayabilir. Çünkü Sneijder tecrübesi ile bunu ilk 10 dakika fark edip, oyununu ona göre şekillendirebilir fakat Bruma'ya bunu söylemeniz gerekir, o henüz amatördür. Telles öyledir. Telles'e Nakoulma'yı nasıl, Serdar Özkan'ı ise tam tersi olarak nasıl marke etmeniz gerektiği söylenmelidir. Hollanda'da bizim aksimize yaş ortalaması 23'tür. Hollanda ligini izlediğinizde oyuncuların akıl almaz hatalar yaptığını görürsünüz fakat onlar daha amatördür ve bunlar olacaktır. Taraftar bunu bilir, teknik adam bilir. Orada teknik adamlar daha çok bireysel antremana yönelir ve 23 yaşına kadar bir sürü hatalar yapa yapa öğrenen oyuncuları büyük paralara satarak kazanırlar. Bizde ise takımlar oyuncu satarak para kazanmadığı için, bizzat Süper Ligde bir galibiyetin geliri 1 milyon TL olduğu için (şimdi arttı seneye 1.2 milyon TL olacak) ligde umudu olmayan takımlar bile genç oyuncular kullanamaz. Küme düşmesi garantilenen takımların bile genç oynatmadığını görürüz. Çünkü kulüp maç kazanarak para kazanabiliyor. Yani bizim ligde bireysel oyuncu gelişimine bağlı, analize bağlı antrenörlüğün değil de, fiziksel kapasiteyi arttırmaya ve motivasyona bağlı antrenörlüğün daha geçerli olduğu ortadadır. 28 yaş ortalaması olan bir takımda fiziksel kapasitenin artması ve motivasyon, bireysel analizlerden daha faydalı olabilmektedir. Bunu bilen Hamzaoğlu da, zamanının çoğunu motivasyona ve oyuncuların fiziksel seviyelerini yükseltmeye harcamıştır. Eğer elinde 22 yaş ortalaması olan bir takım olsa muhtemelen oyuncularıyla tek tek, bireysel gelişimleri özelinde ilgilenirdi.
4.Chedjou-Semih ikilisi stoper için yeterli mi yoksa takviye gerekiyor mu ?
Sinan Yılmaz: Chedjou geçtiğimiz günlerdeki röportajında. Semih'le oynayınca topu daha çok kullanmam, Koray'la oynayınca onu yönlendirmem, Hakan ile oynayınca da hızlı olmam gerekiyor demiş. Gayet akıllıca. Semih cengaver bir çocuk, hiç korkmuyor, proaktif, sezileri gayet kuvvetli. Eksikleri ise hava topu, ayağının kötü olması ve cengaverliği yüzünden sakatlanmaya müsait olması. Bu sene sakatlık yüzünden ligde 19 maç oynayabildi. Gelecek yıllarda da 20-25 ortalamasında olabilir. O yüzden ona alternatif Hakan'ın varlığı önemli. Chedjou ise ligde tüm defansif istatistiklerde önde. Tackle, interception, cleaner, hava topu vs. Bunların hepsinde en üstlerde ve hepsinin ortalamasında zirvede. 2. sırada da Donk var. Fakat bu istatistikler stoperin seviyesini ölçmek için yeterli değil. Zira konsantrasyon seviyesini belirleyebileceğiniz bir istatistik yok. Semih'in ve Hakan'ın konsantrasyonu çok daha yüksekken Chedjou'nun oldukça düşük. Donk da öyle. Galatasaray Chedjou'dan savunmaya liderlik etmesini ve savunmayı öne çıkarmasını istedi. Chedjou savunmayı öne çıkarabiliyor ama liderlik konusunda, partneriyle uyumu konusunda bir türlü beklenen seviyeye çıkamıyor. Büyük takım stoperleri savunmayı önde kurabilmeliler. Galatasaray Chedjou sakatlanana, yani son 7 haftaya kadar bunu başardı. Fenerbahçe çok ağır ve ileri çıkamayan iki stoper Alves ve Egemen'le oynadı ve ligde en çok uzaktan gol yiyen 4. takım oldular. Galatasaray ise 17. Neden sizce? Alves ve Egemen yavaş olduklarını bildikleri için çok geri kaçtılar, gömüldüler ve rakiplere uzaktan şut şansı verdiler. İnsanlar diyor ki, "Fenerbahçe şanssızdı, şutlar 90'a gitti." 9 tane uzaktan şutla atılan gol yemişler. Eğer 50 tane vurdurursanız 9 tanesi de gider. Muslera'nın hiç uzaktan şuta mükemmel uçup çıkardığını hatırlıyor musunuz? Sadece Erdem'in frikiği var Karabük maçında. Harika kurtarışları hep ceza sahası içinden. Öte yandan Emre Güral'ın 90'a gönderdiği topa bakın; önü, sağı, solu bomboş. Petroviç'e bakın öyle. Sneijder 2 tane uzaktan attığı golden önce 3 tane boş kalıp uzaktan şut denemişti. 4. ve 5. de çatalı buldu. Yani bana "Egemen mi? Chedjou mu?" derseniz. "Eğer 3 büyüklere alınacaksa 3 kere Chedjou, eğer düşmemeye oynayan takıma alacağım derseniz de Egemen" derim. Ziyadesiyle Galatasaray yine Chedjou gibi atlet ve çabuk stoperlerle ilgileniyor, yine o tarzda bir rotasyon daha alacaktır ve Koray'ı da kiralayacaktır diye düşünüyorum.
5.Melo,Semih,Telles ve Bruma'nın ayrılma ihtimalleri var.Sizin bu oyuncular hakkında değerlendirmeniz nedir ?
Sinan Yılmaz: Semih için yukarıda yazdım. Diğer üç oyuncunun Avrupa Birliği pasaportu var. Semih'in ise yok. Eğer Mancini Semih'i gerçekten istiyorsa, senede bir kere harcayabileceği bir kontenjanı ona harcayacak demektir. Bu da çok önemli. Semih'in Galatasaray'da kalmasını, kaptanlık yapmasını isterim çünkü çok düzgün bir karakter. Takımdaki arkadaşlarının 10'da 1'i kadar maaşa 3 sezon top oynadı ama hiç problem yapmadı. Hak ettiği maaşı ancak bu yıl alabildi. O yüzden ben kendisine büyük saygı duyuyorum. Fakat eksikleri de bellidir. Hem uzun olmayan hem ayağı kötü bir stoper olan Semih'i, hem ayağı iyi hem de uzun bir stoperle tamamlamanız lazım. Yani Semih'in yanına bir Popescu bulmanız lazım. Fakat futbolcular uzadıkça teknik olarak kötüleşirler. Yani hem uzun, hem teknik stoper bulmak çok zordur. Öte yandan Koray ise kısa ama teknik bir stoper. Eğer Galatasaray onu kiralayarak 2-3 sene içinde Semih gibi; aktif, cengaver bir oyuncu haline getirebilirse yanına uzun boylu ve atlet bir stoper bulması kafi olacaktır. O yüzden Koray'ın kumaşı biraz daha değerlidir. Tabi Koray da şuan çok yetersiz, güçsüz, henüz 20 yaşında... Sözün kısası Semih'in ederi 6-7.5 milyon Euro arasıdır ve daha fazla etmeyecektir. Eğer gitmek isterse Avrupa'ya şimdi gitmesi onun için uygun olacaktır. Telles konusunda ise ipler Galatasaray'ın elinde daha 2 yıl sözleşmesi var, maaşı yüksek değil, koyup banko oynatabileceğiniz henüz 22 yaşında bir oyuncu ve Avrupa Birliği vatandaşı. Yani İnter onun için 7.5 değil en az 10 milyonlara kadar çıkmalı. Telles şuan Porto'da olsa fiyatı 15 milyondan başlardı. Ha Telles hem güç, hem de hız olarak büyük potansiyel değil. Hiçbir zaman bir Maicon, Zanetti kadar güçlü olmayacak, bir Roberto Carlos, bir Marcelo gibi çabuk da olmayacak. O yüzden Güney Amerika'dan bek alırken, öncelik teknik yeterliliği değil, fizik potansiyeli olmalıydı. Fakat bu teknik seviyesine biraz oyun bilgisi eklenince ve biraz da güçlenince başaltı seviyede her zaman değer bulur. Dünya genelinde sol bek kıtlığı olduğu için Telles'in ederi var. Arsenal fazla kilolarına, kötü profesyonelliğine ve 28 yaşına rağmen Fenerbahçe'den Santos'a 7 milyon Euro vermişti, sırf piyasada sol bek olmadığından... Kötü profesyonel olduğu için de kariyeri erkenden dibe vurdu. Telles ise çok çalışkan bir çocukmuş, iyi profesyonelmiş. O yüzden 10'dan aşağı gitmemeli. Melo'ya gelirsek ilk iki yılında mükemmel, son iki yılında ise ciddi düşüş var. Temposu kaldırmıyor. 4-2-3-1'in 2'li göbeği için çok hareketsiz ve bunu sürekli faul yaparak gizlemeye çalışıyor. Galatasaray ya Ozan gibi bir genç alıp onunla Melo'ya alternatif üretmeli ve biri Şampiyonlar Ligi oynarken, öbürü lig oynamalı. Ya da Melo'yu satıp 3 kulvarda oynayabilecek canavar gibi bir defansif ortasaha ve bir de ona alternatif almalı. Artık Melo'nun Çarşamba, Pazar oynama gücü yok. Bruma'ya gelirsek... Hamza hoca geçtiğimiz günlerde yaptığı basın toplantısında onu satmayacağını ve kazanmaya çalışacağını söylemişti.
daha önce sormuştum, cevap alamamıştım; HH ile söyleşi yapmayı düşünüyor musunuz?
ReplyDeleteŞuan çalışmıyorum ama iş bulabilirsem evet
DeleteFenerbahçe ve Beşiktaş için de geçmiş sezon analizine ve transfer ihtiyaçlarına ilişkin bir yazı kaleme almayı düşünüyor musunuz?
DeleteDüşünün Lütfen :)
Yani açıkçası bir takım konusunda uzmanlaşmayı daha doğru buluyorum. Anıl Demirci var Beşiktaş analizini benden iyi yapacaktır misal.
DeleteDesenize 2 ay yazılarınızdan mağrumuz, iyi tatiller hepimize :)
Deleteayrıca, takip ediyorum arkadaşı listenizden görmüştüm ;)
antalyaspordan solbek sakıb aytaç ve oğuz mataracı (dm) süper lige terfi final maçında çok dikkat çektiler.
ReplyDelete