Friday, May 8, 2015

Bruma neden değerli? Sabri neden miadını doldurdu? Konyaspor Analizi...

Akhisar maçı yazımın içinde, Telles'in aslında değerli bir oyuncu olduğundan fakat bizim sürekli onun eksiklerini gördüğümüzden bahsetmiştim. Takımın ona yardımcı olamamasına değinmiştim. Yine Burak'ın neden ligin en kaliteli santrforu olduğundan bahsetmiştim.

Bu yazı öncesinde de Sabri'nin istatistik değerlerine bakacağız ve Telles'e göre çok eksik olmasına rağmen takımın sağ beke yardımı sayesinde o eksiklerin göze batmadığını fark edeceğiz. 

Önce Telles'e dönelim. Tackling'te ve Tackling + İnterception'da ligin en iyi ikinci sol bek oyuncusu çıkmıştı. 

Bir de ofansif değerlerine bakalım. 


AccCr = İsabetli Orta / İnAccCr = İsabetsiz Orta / Key Pass = Takım arkadaşının topu aldıktan sonra şut çektigi pas / SucDrib = Başarılı Dripling / TotDrib = Toplam Dripling / UnsTouch = Topu kaybetme (rakip baskısı olmadan) / Disp: Rakibe topu kaptırma (rakip baskısı sonucu) / AccLB: İsabetli uzun pas / İnAccLB: İsabetsiz uzun pas /AccSP = İsabetli kısa pas / InAccSP = İsabetsiz kısa pas

Alex'in isabetli ortası çok kötü (çünkü tekniği iyi olmasına rağmen çok geriden kesiyor genelde) key pası çok eksik çünkü zaten Sneijder, Selçuk hatta Melo o işi yapıyor...

Rakibe 'ayağındaki topu kaptırma' değerli en az. Yani top tekniği en başarılı sol bek. Pas hatası ortalama çünkü oyun kurmaya da çalışıyor. İsabetli ve isabetsiz uzun pası düşük çünkü genelde uzun oynamıyor Galatasaray savunmadan topla çıkan ve topu Selçuk, Sneijder gibi kaliteli ayaklara taşımaya çalışan bir takım. Kısa paslarda ise ortalama üzerinde.

Pas isabet yüzdesinde de lig üçüncüsü. İlk iki Tanju Kayhan ve Sancak ama bu her ikisi için de iyi bir özellik değil. Bu ikisi teknik olarak çok kötü olduklarını bildikleri için asla riskli pas denemezler ve oyun bu isimlerden başlamaz, genelde arkadaşları bu isimlerle paslaşmaz ve bu oyuncular topu alacak olursa hemen yanlarına verirler. 

Alex'in defans ve ofans istatistiklerine bakınca fazla ileri çıkamayan, daha çok savunma yapmak zorunda kalan bir bek olduğunu görüyoruz. Zira sol haf Melo savunma önünü kapatmakla uğraşırken Telles'e yardıma gelemiyor ve Yasin de Sneijder'le hücum aksiyonlarında çok enerji harcadığı için sol beke pek yardımı olmuyor. Bu da Telles'i çoğu zaman geride beklemek zorunda bırakıyor. Hatırlayın geçen yıl Mancini sağda defans yapan bek Veysel'i kullanıp solda Telles'le başladığında Telles gol atıyor, asist yapıyor, sıfıra iniyordu. Bu sene ise tam tersi Telles geride kalırken Sabri çıkıyor. 

Peki Sabri'nin savunmasına bakalım... 


90 dakika boyunca tackle ortalaması çok kötü. İnterception ise ortalama seviyede. Tackle + İnterception olarak ligin sondan 5. sırasında. İnterception'un ortalama olmasını iştahına ve çabukluğuna bağlıyorum. 

Fakat en kötüsü, Tackle başarı yüzdesi. Yani top çalma başarısının yüzdesi (tablonun son sütunu) Rakibin ayağından top çalma konusunda Sabri ligin en kötü sağ beki başarı yüzdesi tam %57.4. Yani Sabri'ye çalım atmayı deneyenler neredeyse her iki pozisyonda bir kez başarılı olmuş. 

Bir de sağ haf oynayan Selçuk onun önünü kapatmasa ve Bruma bu kadar defansif yardıma gelmese kim bilir ne olacak? Sabri'nin hücum bindirmeleri Bruma ve Selçuk'a da ekstra defansif görevler yüklüyor ve bu oyuncular enerjilerinin çoğunu savunma yaparak harcamak zorunda da kalabiliyor.

Demem o ki Telles'i geride tutan bir hücum bek kullanılacaksa ya Cicinho gibi çok çok etkin bir bek olmalı ya da Telles'i hücumda özgür bırakıp bir defansif sağ bek kullanılmalı. (Bence Telles'in yaşı genç, kumaşı sağlam o yüzden Telles özgürleştirilmeli ve HH onu geliştirmeli)

Üstüne bir de Sabri - Chedjou uyumsuzluğu var. Her ikisini de hatalı bu konuda. Çarşamba oynanan Barcelona - Bayern maçında dikkat edin. 4'lü savunmalar birbirine çok yakın oynadı. Bekler stoperlerine çok yanaştılar ve kanatları açtılar. Top kanada gidince de 4 oyuncu birden topa doğru yaklaştı. Bu konuda Telles oldukça başarılı. Önce kaleyi kapatmak istiyor ve sol stopere yakın oynamayı biliyor. Sabri ise tam tersi, Chedjou ile arasındaki mesafeyi çok açıyor. Bu yüzden Galatasaray sol stoperi ile Telles arasına pek arapas yemezken, Sabri - Chedjou arasına arapas yiyebiliyor. 

Rakip topu kendi sol kanadına gönderdiğinde Sabri hemen yanındaki stoperleri düşünmeden adamın dibinde bitiyor ve Chedjou'yu beklemiyor. Direkt basıyor. Ve 2'de 1 ihtimalle de çalımı yiyor. Chedjou da sık sık uyuduğu için Sabri'ye yaklaşmayı geç fark ediyor ve Sabri'ye çalımı basan oyuncu birden Galatasaray kalesine veya en kötü ihtimalle sıfıra uzayabiliyor. 

Chedjou bu konsantrasyon eksiği ve pas hataları olmasa ligin en komple stoperi aslında 

Peki bir de sağ beklerin hücum becerilerine bakalım. 


Burada orta kesme konusunda çoklarını aptal yerine koyacak bir istatistik çıkacak ortaya. Sabri ligin aslında en isabetli orta kesen beklerinden biri. Birinci sıradaki Ahmet Cebe'nin sadece 20 orta kesme denemesi olduğu için, genelde yedek olduğu için onun değeri pek geçerli değil. 2. Barış da çok az hücuma katılan ve orta kestiğinde genelde garantici olan bir adam yine de 76 ortada %32.9'luk bir başarı yüzdesi yakalaması çok iyi, genç bir oyuncu çünkü kendisi, Gaziantepspor'un sağ beki. (Bu arada isabetli orta, kestiğiniz ortaya sizin takım arkadaşınızın vurmasına veya vuramamasına göre yorumlanıyor. Yani santrforunuzun etkinliği de mühim) 

Tabi çok fazla denedikçe, bu yüzdenin düşeceği aşikar. 3. sırada işte 94 orta deneyip %31.9 isabet sağlayan Sabri var. 4. sırada ise (ki açık ara en iyi ortacı) 312 orta deneyip %30.8 başarılı olan Cicinho var. Bu kadar yüksek sayıda ortayla bu kadar isabet sağlaması, tam 96 isabetli orta kesmesi benim nazarımda onu birinci yapar. Fakat 2.'liğe de kesinlikle Sabri konulur. 

Bu istatistik bizim halkımızın ne kadar ezber zihinli olduğunu gösterir. Geçen sene de Sabri en isabetli kesenlerde ilk üçteydi. Biz Sabri gençken kötü orta kesti diye ona şartlandık ve son 5 senede her geçen dönem daha isabetli orta kesen Sabri'yi fark edemedik bile. Türkiye'de maalesef hemen herkesin zihinleri ezberden çalışıyor ve bu gibi değişimleri ön yargılı zihinlerimiz fark edemiyor. 

Aslında Sabri maçlarda çok fazla geriden ve gereksiz orta da kesiyor. Bir çok atağın olgunlaşmasına mani olan, topun değerini bilmeyen ortalar da kesiyor ancak buna rağmen isabet oranı en yüksek orta kesen beklerden biri. Hem topa çok iyi kavis verebiliyor, hem de topun şiddetini ayarlayabiliyor.  

Fakat bu hücum performansına rağmen Sabri artık geri gelemiyor, 31 yaşında ve Selçuk'la Bruma ona sürekli koridor açmasına rağmen 35 yaşındaki Cicinho kadar etkili olamıyor. Onun fazla geri gelememesi diğer taraftan Telles'in de fazla çıkamamasına neden oluyor ve Galatasaray'ın artık Telles'in yeteneğini işlemesi gerekiyor. Sabri'nin bu hücum özgürlüğü Telles'in gelişimini olumsuz etkiliyor. Telles halbuki çıkan bir bek ve sağ bekin defansif olması daha doğru. Bir kanatta defansif, diğer kanatta ofansif oyuncu kullanmak gerekliliği mühimdir. Fenerbahçe'de Gökhan Gönül bile Caner'in üstünlüğünü kabul etti ve ofansif bir bek olmasına rağmen eskisi kadar çıkmıyor. Galatasaray da Sabri'yi kullanmak için, Telles'i defansif oynatmak durumunda kalıyor. Halbuki Galatasaray sol tarafı hücum açısından daha işlevsel. Yani Galatasaray'da savunmayı 3'leyen oyuncu sağ bek olsa, Yasin - Sneijder canavarına bir de sol bekten Telles de tekniğiyle katılabilecek. Fakat katılamıyor çünkü arkada kalmak zorunda. 

Bence Hamza hoca bu yaz Çek Cumhuriyet'inde düzenlenen U21 Dünya kupasına gitmeli ve/veya Yeni Zelanda'daki U20 Dünya Kupasına gitmeli ve kendisine potansiyeli yüksek, işlenebilecek bir fizik bulmalı. Bir stoper/sağbek olmalı bu. İzlediğimden değil tamamen atıyorum yeni Sırp sağ bek 1.85 boyu varmış Petkoviç acaba nasıl bir oyuncudur? Kendisine böyle bir portföy oluşturmalı Hamzaoğlu. (Sonuçta genç bir hoca ve Galatasaray'da uzun yıllar görev yapsın istiyoruz)

Neden istiyorum bunu onu da söyleyeyim. Hamzaoğlu çoklarının iddia ettiği gibi hak etmeden gelmedi buralara. 2B'den geldi. FM oyunu açsanız 2B'den Eyüpspor'u alsanız kariyerinizi Galatasaray'da bitiremeyebilirsiniz. Oyunda bile bunu yapmak bu kadar zorken bu adam bunu gerçek hayatta başardı. Hem de Akhisar'ı diğer rakiplerinin 3'te 1'i parasına kurulmuş bir takımken ligde tuttu. Bence Akhisar'in ilk yıl kümede tutulma başarısı geçen sene Ersun Yanal'ın Fenerbahçe'yi şampiyon yapmasından daha zor iş misal. Yine rakiplerinin 3'te 1'i parasına aynı Akhisar'i alt ligden üst lige çıkarması da var.  Demek ki Hamzaoğlu az paraya çok iş yapabilen bir adam olmuş her daim. Galatasaray'ın da bu süreçte en az 1-2 yıl maddi sıkıntı çekeceği aşıkar. O halde elindeki değerlere sahip çıkıp, ucuza gençler bulmalı Hamzaoğlu. Tıpkı Güray'ı nasıl bedava bir oyuncuyken alıp buralara getirdiyse, Bilal'i bu seviyeye çektiyse, Bruno'dan böyle verim alıp, Niasse'yi 350 bine alıp 5 milyona falan sattıysa Galatasaray'da da bunu yapmalı. Galatasaray artık Baroş, Kewell'lı transfer dönemi gibi para harcamamalı. Kevin Prince Boateng gibi 3-4 milyon euroluk maaşlar ödememeli. 19-24 yaş aralığı bir sağ bek, bir defansif ortasaha, bir sağ kanat, bir santrfor bulmalı. Dzemaili, Pandev, Eboue gibi yüksek maaşlardan kurtulmalı.  

Misal ben geçen sene Türkiye'deki U20 Dünya Kupasını izlerken Gana sol beki Abdul Rahman Baba'ya bayılmıştım. Basit oynuyordu ama müthiş bir fizikti. Tam bir stoper/bek modeli bir oyuncuydu. Mental gelişse yeni Abidal olurdu. Bundesliga 2'deydi henüz. 1-2 milyon Euro'dan fazla etmeyecekti. Bir sene sonra Bundesliga'ya 2.5 milyon Euro'ya transfer oldu Augsburg'a ve harika oynadı. Devre arası Dortmund istedi ama alamadı. Şuan sanırım 7-10 milyon Euro aralığında! İşte böyle bir fizik bulursa onu işleyebilir diye düşünüyorum çünkü Hamzaoğlu'nun hem adam yönetimi iyi hem de antrenörlüğü iyi. Dikkat edin, herkesin fizik seviyesi arttı, takım 114 km koşuyor, kolay değil bu Mayıs ayında... (Gerçi Prandelli yazın çok ciddi yükleme yapmış ve takımın ikinci yarıda çok daha sağlam olacağı söylenmişti. "Öncelik 4. yıldız, Şampiyonlar Ligi değil" deniyordu ve "Takımın fizik kondisyonu aylar geçtikçe gelişecek şekilde olacak" deniliyordu. Yani bu konuda hemen aslan payını Hamzaoğlu'na vermiş olmayayım, seneye daha iyi görürüz ama onun çalıştırdığı Akhisar'da da oyuncular fizik olarak üstüne koydu her zaman. Güray, Niasse, Bruno, Mehmet Akyüz, Bilal, stoper Uğur... Seviyesini yükselten bayağı oyuncu oldu. İşte böyle potansiyeller bulup işlemeli Hamza hoca. Zaten para yok. Boateng gibi sorumsuz, istikrarsız, senede 3-4 milyon euro para isteyecek sönmüş yıldızlarla uğraşmamalı Galatasaray. Schalke nasıl satsak da kurtulsak maaşından diye bakıyor zaten. 

GEÇELİM KONYASPOR ANALİZİNE 

Aykut Kocaman ligin ilk yarısında ve ikinci yarısının başında topa sahip olmaya odaklanan bir oyun anlayışı güdüyordu fakat art arda farklı mağlubiyetler alınca özellikle defans hattının bu futbola uyumlu olmadığını düşündü ve uzun-direkt toplarla oynanan bir anlayışa döndü. Hatta bu yüzden santrfora Rangelov'u koydu ve onun önde top tutmasını istiyor. 

Ortasahayı da 4-2-3-1'den 4-3-3'e çevirdi. Eskiden iki top kullanan, bir top kazanan oyuncusu vardı. Şimdi iki top kazanan bir top kullanan oyuncusu var. Mahlangou ve Ali Çamdalı ile top kazanmaya çalışıyor ve Mehmet Güven de oyun kurucu rolünü üstleniyor. 

Bir kanatta top taşıyan Torje veya Djalma olurken diğer kanatta da 2. forvet gibi oynayan Hasan Kabze oluyor. Savunmaları ise hala en zayıf noktaları, özellikle Kokaloviç çok yetersiz görünüyor. Mersin maçında 30-35 metreden gelen ortaları bile savuşturamadılar. O yüzden Sneijder'in seken topları tamamlayabileceğini düşünüyorum. Fiziksel mücadeleye pek gelemiyorlar. Ne Welliton'un koşularına yetişebildiler ne de Pedriel - Futacs'la boğuşabildiler. Kokaloviç'in partneri Ali Turan da çok faullü oynuyor ve top ayağındayken de sakar bir oyuncu. Birebir mücadelelerde özellikle ellerini çok kullanıyor. Geçen hafta koluyla iterek bariz bir penaltı yaptı Futacs'a ama hakem es geçti. Bizde hakemler çok fazla ayaklara bakıp bu itme-çekme gibi kolla yapılan müdahaleleri kaçırıyorlar diye düşünüyorum. 

Eğer ilk yarıdaki Konya olsa bence Selçuk-Emre göbeği ile devam edip geçen maçın 11'i sahaya sürülebilirdi (Telles hariç) Fakat bu Konya'ya karşı Melo önlemi şart diye düşünüyorum. Çünkü iş uzun topa dönerse ortasahada birebir fiziksel boğuşmalar olacak, bu fiziksel boğuşmaları da her zaman kazanan Melo çok gerekli diye düşünüyorum. Bir de Mahlangou çabuk ve sert bir adam, Selçuk ve Emre'yi sert şarjlarla bozabilir ama Melo'yu bozamaz. 

Sağ kanat için emin değilim. Bruma'nın rakibi yıpratması değerli ama bu maç güzel güzel pas yapma maçı da değil bence. Rakibin üzerine gidip onları hataya zorlama maçı ve zayıf savunmalarını delme maçı. O yüzden her yere girip çıkan, iştahlı bir Emre'nin sağ kanatta verimli olabileceğini de düşünüyorum. 5'lik maçta Konya'da olmuştu mesela.  

PEKİ BRUMA NEDEN ÇOK DEĞERLİ?

Şimdi Bruma, yanına yaklaşan oyuncuyla ikiye-bir yapmak ister. Ayağında top tutup servis yapmak yerine, gelen topu hemen boştaki arkadaşına verip, topu alacağı boş alana tekrar koşmak ister. Veya etrafı boşsa çabukluğunu kullanıp tek başına topu rakip kaleye de taşıyabilir. Emre ise aldığı topu koşuculara servis ediyor. Tıpkı Selçuk, Sneijder ve hatta Melo gibi. Topu en fazla 10 metre taşıyor Emre... Fakat Bruma 25-30 metre taşıyabiliyor. 

Eğer sağda Emre oynarsa, diğer tarafta da 10-15 metre taşıyan Yasin olunca tıkanıklık olabiliyor bence. Yani soldan pasla, sağdan ise Bruma'nın hızıyla çıkılabilir. Emre sağda olduğu zaman, Sabri'nin daha fazla bindirmesi gerekli. Sabri iyi bindiriyor, etkili de oluyor ama yerini fazla bırakıyor. Emre de Bruma kadar açı kapatarak savunma yapmayacağı için bu açıklar savunmada sıkıntı olabilir. Sabri'ye fazla bindirme deseniz, bu sefer Emre'nin yapabileceği tek iş aldığı topları sol tarafa göndermek olacak. Bu yüzden rakip de kendi sağını kapatacak. Yasin-Sneijder kanadını durdurmak için orada kalabalık olacaklar. Halbuki Galatasaray'ın sağında, Bruma gibi sürekli tedirgin eden süratli bir oyuncu olunca bu sefer rakip kendi sağ tarafına yığılamıyor ve Sneijder ile Yasin'e de daha çok alan kalıyor. Rakip birbirine yakın olamıyor ve bu boş alanları Sneijder ile Yasin değerlendiriyorlar. 

Zaten dünyada genelde, bir kanatta çizgiye yapışık, diğer kanatta içeri giren kanat kullanılıyor. Zira iki kanatta ters ayakla içe girerse rakip ortada kümelenip savunmada birbirine yakın olup, duvar örebiliyor. Geçmiş haftalarda Galatasaray sağ kanadında Bruma oynayınca ne olduğunu, oynamayınca ne olduğunu anlattığım bir yazı yazmıştım. http://sinanyyilmaz.blogspot.com.tr/2015/04/kontrolsuz-guc-guc-degildir.html

UMUT NEDEN YEDEK OLMALI? SOL BEK VE STOPER İKİLİSİ NE OLMALI

Son aylarda Burak'ın sakatlığında Umut çok oynadı ve gördük ki artık enerjisini 90 dakikaya yayamıyor. Umut'un en değerli özelliği de enerjisi olduğu için, onu 90 dakika idareli kullanmaya çalışınca pek esprisi kalmıyor. Umut son 30 dakika gidip enerjisiyle rakip savunmayı dağıtmalı, 90 dakika oynadığı maçlarda eski Umut'u göremiyoruz.

Sol bek konusu ise biraz oyun kurucunuza bağlı. Sağda Sabri çıkacak. Solda Hakan Balta stoperi üçleyebilir ama rakip de Konya ve içeride oynuyorsunuz. Böyle bir defansif önleme çok gerek olmayabilir. Bir de Selçuk beli çok çabuk dönen bir oyuncu değil. Onun daha iyi oyunu kurması için, beklerin ileri çıkmasına ve ortasahaya katılmasına ihtiyacı var. Selçuk o yüzden çıkan Olcan ile daha iyi anlaşır. Olcan çıktığında top kaybedilirse Selçuk yine pozisyon alarak o alanı da kapatacaktır.

Fakat Selçuk yerine Emre Çolak oynasa o zaman fazla çıkmayan Hakan daha mantıklı olur. Zira Emre çok çabuktur ve sağa sola dönerek pas opsiyonlarını bulur. Fakat top kaybedince bekin alanını kapatamaz. Onun yaptığı savunma en fazla adam kovalamak olur ve rakip bek arkalarında alanlar bulur. O yüzden çıkmayan bek Hakan daha makul olurdu. Yani oyun kurucu Emre olsa Hakan, Selçuk olsa Olcan...

TEKNİK DİREKTÖR FORMDA OYUNCUYU KÜSTÜRMEMEK ZORUNDADIR

Taktik gereklilikler bunları da söylese son haftalarda Bruma'dan formda olan Emre sağ tarafta başlayabilir ve yine son haftalarda formda olan Hakan kesilmemek için sol bek oynayabilir. Hem formda ve hem kaliteli olan Semih zaten oynamalı. Semih savunmada Koray, Hakan gibi oyunculara nazaran çok daha proaktif bir oyuncu.

Saygılarımla... Skor tahminim gollü olacağı yönünde 3-1, 3-2, 4-1 gibi

3 comments:

  1. Sinan istatistikleri nereden alıyorsun, paylaşabilir misin?

    ReplyDelete
  2. Muslera
    Sabri-Ched-Semih-Olcan
    Bruma-Melo-Selcuk-Sino-Yasin
    Burak şeklinde bi 11 bekliyorum. Maçı da 3-0 alırız, Konya'nin bize gol atacağını sanmıyorum

    ReplyDelete
  3. Sinan, verileri böyle tablo şeklinde nerden ve nasıl alıyosun..

    ReplyDelete