Doldur Boşalt'ta enine boyuna Fenerbahçe - Galatasaray müsabakasını analiz edildi. Programı her hafta Asist Analiz'de takip etmeye devam edin.
Konu Başlıkları;
Fatih Terim'den ev ödevi
4 Hafta önce Başakşehir'i sahadan silen Fenerbahçe ne oldu da sonraki 4 maçı da kazanamadı?
Fenerbahçe'nin kanatları Tolga ve Dirar ile planlanan neydi?
Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki fark
Ersun Yanal yerine Aykut Kocaman olsa ne yapardı?
Galatasaray'da Emre Utkucan ve ekibinin yarattığı fark
Adem Büyük Galatasaray'a transfer olduğunda, taraftarların çoğunun içine sinmemişti. Senelerdir Anadolu takımlarında top koşturan, artık 32 yaşına gelmiş bir futbolcuydu Adem. En büyük özelliği kısa boyuna rağmen harika bir sıçrama yeteneğine sahip olması ve top saklamayı çok iyi bilmesiydi. Senelerce ligimizde en çok faul yapılan futbolcu olmuştu ve Anadolu takımları da onu bir oyun planının öznesi haline getirdi.
Evet, Adem Büyük ileride top tutacak, faul alacak ve Anadolu takımları da bu sayede rakip yarı alana yerleşecekti. Yıllar içinde Adem'i, daha kolay top alması için iki uzun ve kalıplı stoperin arasından çıkarıp, sol kanada attılar. Çoğu degaj ona doğru, yani sol kanada dikiliyor, Adem de harika sıçrama ve top saklama yeteneği ile, rakip sağ beklerden bol bol faul alıyordu. Örneğin Adem sırf bu özelliği ile Erol Bulut için çok değerliydi. Ligimizde duran toplara en çok önem veren teknik adam Erol Bulut, Adem'in kazandırdığı duran topları bir hücum silahı yapmıştı. Onun sayesinde geride kalabalık bir şekilde savunup, ileride Adem'e topu uzun göndermek basit ve rahatlatıcı bir seçenekti. Sonuçta Adem topu yakalar, takım arkadaşlarının rakip yarı alana geçmesi için topu tutmaya devam eder, oyunu bekletir ve en kötü faul alarak yine takımının rakip yarı alana yerleşmesini sağlar... Bu rolü Adem'den önce en iyi uygulayan oyunculardan biri de Sivasspor'dan hatırladığımız Mehmet Yıldız'dı...
Bu iki beceri, Adem'i Anadolu takımları için önemli bir silah haline getirdi ama onu da ceza sahasından uzaklaştırdı ve potansiyel açıdan köreltti. Adem golcülük dışında, futbolu oynamak dışında işlerle uğraşmak zorundaydı. Topu saklamak ve faul almak o kadar baskın bir görev oldu ki esas meziyetlerini sergileme fırsatı bulamadı. Hem futbolu köreldi, hem de sürekli boğuşma görevinde olduğu için insanların kafasında çok kötü bir imaja da sahip oldu. Sonuçta her maç rakipleriyle defalarca kez didişmek, onlardan çok daha kısa boyuna rağmen onlarla boğuşmak zorundaydı. Görevi oynatmamak olan böyle bir oyuncuyu hangi rakip takımın taraftarı severdi ki? Daha geçen sezon Yeni Malatyaspor formasıyla Türk Telekom Stadı'na geldiğinde de Galatasaraylı taraftarlarca ıslıklanmış, tepki toplamıştı. Geçmiş yıllarda Ayman gibi, İsmail Güldüren gibi futbolculara nasıl antipati besleniyorsa, Adem de oynadığı Anadolu takımları için kendisini bu duruma düşürmüştü. Kendisinden ödün vermiş, takımı için bir antipati merkezi haline gelmişti. Ta ki 32 yaşına, Fatih Terim kendisine futbolu, oyunu oynama yolu açana kadar...
Açık söyleyeyim, Adem'in Galatasaray'a transferi sırasında şöyle düşünüyordum... Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor, Başakşehir zaten 34 maçın 30'unu rakip yarı alanda oynayan takımlar. Bu takımlarda en büyük özelliği faul almak ve bu sayede takımı rakip yarı alana taşımak olan bir golcünün yeri yok!
Halbuki fazlasıyla varmış! Senelerce kutudan, yani ceza sahasından uzaklaştırılan Adem'in aslında kutu içinde ne kadar kurnaz bir golcü olduğunu bilmiyormuşuz. Bunu Fatih Terim'in güveni ortaya çıkardı. Aslında Adem Büyük bir Anadolu takımı topçusu değil, soyadı gibi bir 'büyük' takım golcüsüymüş.
Beşiktaş altyapısından çıkan Adem; Akçaabat Sebatspor, Manisaspor, Mersin İdmanyurdu, Boluspor ve Kasımpaşa gibi alt lig takımlarında gezdikten sonra, Kasımpaşa'yı Süper Lig'e çıkaran isimlerden biri olmuştu. En üst lige takımıyla birlikte yükseldiğinde artık yaşı 25'ti ve Galatasaray'a gelene kadar da 7 sezon Süper Lig'de geçirdi. Kasımpaşa'da 5 ve Malatya'da 2 sezon... Bu 7 sezonda Süper Lig'de hiç 10 golü bulabildiği bir sezon oynayamamıştı Adem... Bu CV'ye baktığınızda skorer olmayan bir forvet görüyorsunuz ama Süper Lig öncesinde Boluspor'da, Manisaspor'da ve Kasımpaşa'da 10 golü geçtiği toplam 3 sezon var. Yani Adem; aslında liderliğe oynayan, hücum eden takımlarda iyi bir gol silahına dönüşebiliyor!
ÖMER ÜRÜNDÜL HAKLIYMIŞ
Ben tarz olarak Adem Büyük'ü Falcao'ya benzetiyordum. Buna geçmişte yazılarımda da yer vermiştim. İkisi de kısa boylu olmalarına rağmen sırtı dönük oyunu çok iyi bildikleri için pivot görevini çok iyi yapabiliyorlar. O yüzden Adem bana hep yerli Falcao gibi gelmiştir. Buna karşın Ömer Üründül, Adem Büyük'ü yıllar önce Agüero'ya benzetmiş ve onun için Artvinli Agüero demiş. Şimdi düşününce, ceza alanı içinde kurnazlığını ve kanallara yaptığı koşuları da hesaba katınca, Ömer Üründül'ün benzetmesi de hiç fena değil. Özellikle geçtiğimiz haftalarda eski takımı Kasımpaşa'ya attığı 2. gol, tam bir Agüero golü değil miydi? Tabi Galatasaray için en güzeli, Adem'in bu performansı sadece 350 bin euro yıllık maaş ile yapması. Yani Falcao'nun yaklaşık 20'de 1'i kadar maaş alıp, onun yokluğunu hiç ama hiç aratmaması...
ÖMER BAYRAM İLE KADER ARKADAŞLIĞI
Peki Fatih Terim bunu nasıl gördü?
Yıllar önce Hakan Ünsal, FutbolArena'ya verdiği bir röportajda, "Oyuncuyu anlama, ondan ne alabileceğini öngörme ve nasıl alabileceği bilme Fatih Terim'in en büyük özelliği" demiş ve eklemişti. "Ben, Ergün ve Okan o gelmese Galatasaray'dan gönderiliyorduk. O göreve gelince bizi takımda tuttu ve bizler gelecek yıllardaki başarının temelini oluşturduk. Bazen futbolcular kendilerinin ne kadar iyi olduğunu, neler yapabileceğini, oluşan şartlardan dolayı göremiyor..."
İşte tam da bu... "Bazen futbolcular kendilerinin ne kadar iyi olduğunu, neler yapabileceğini, oluşan şartlardan dolayı göremiyor..." Yıllarca ceza sahasından uzaklaştırılan Adem de, belki kendisinin ne kadar etkili bir golcü olduğunu unutmuştu. Tıpkı Ömer Bayram gibi... Sadece 400 bin euroya oynayan ve bu sezon öncesinde Nagatomo ile Emre Taşdemir gibi isimlerin bile arkasında, yedeğin yedeği durumuna düşmüş olan Ömer Bayram bir hazırlık maçıyla, bambaşka bir pozisyonda küllerinden doğmuştu. Augsburg maçında merkez orta saha olarak sonradan oyuna giren ve bu pozisyondaki başarısı ile dikkat çeken Ömer, daha sonra bambaşka bir futbolcuya dönüştü. Orta sahada merkez ve sol kenar oyuncusu olarak süre bulmaya başladığı Galatasaray'da en son düşünülen oyuncuyken, bu sezon ligin asist krallığında zirveye çıktı.
Kim bilir Fatih Terim, belki de 1996'da Hakan Ünsal gibi, Ergün gibi, Okan gibi oyunculara yaptığı dokunuşu; bu sezon da Ömer ve Adem gibi isimlere yapıyordur. Adem bu fırsatın bilincinde, Alanyaspor maçının ardından söyledikleri de bu bilinci kanıtlar nitelikte...
Adem şimdiden tüm kulvarlarda 10 golü yakaladı ve bunu sadece 1240 dakikaya sığdırdı. Yani her 124 dakikada bir gol atıyor. Ligin gol kralı Sörloth'un 122 dakikada bir gol attığını, Vedat Muriqi'nin ise 146 dakikada bir gol ile oynadığını düşünürsek Adem'in ne kadar büyük bir iş başardığını daha iyi görebiliriz.