Thursday, July 23, 2015

İbrahimoviç ne alaka? Semih ve Telles neden satılmasın!

Bu dönem Galatasaray taraftarını anlamıyorum. Zira anlamsız bir memnuniyetsizlik ve sabırsızlık içindeler. Sadece 2 yıl önce Drogbalı Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye şampiyonluk kaptırdığını unutmuş gibiler. Bu yılki şampiyonluğun da kilit ismi Diego değil, Yasin oldu mesela... “Ne kadar yıldız oyuncu alırsan, o kadar başarılı olursun” diye bir kaide varmış gibi hareket ediliyor...
En son Telles ve Semih’i İnter istiyor haberlerine “3’e, 5’e bakılmadan satılsın” diyenleri okudum. Buna hem şaşırıyor, hem sinirleniyorum. Zira Galatasaray 3-4 sene içinde Avrupa’da büyük bir kulüp olabilirse, bunun yapı taşları ancak Telles ve Semih’le oluşturulabilir.
İnsanlar şunu anlamıyor... Şampiyonlar Ligi'nin güçlü takımlarının, göndermek istediği oyuncularını alıp, onlarla Şampiyonlar Ligi’nin güçlü takımı olabilir misin? Burada bir mantık hatası yok mu? Nasıl ki Osmanlıspor; Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın istemediği oyuncuları alarak, Selçuk Şahin’ler, Bekir’ler, Yekta’lar, Webo’larla ligde şampiyon olamaz ise. O halde Galatasaray da, Avrupa’da zirveye, 11 tane Podolski toplayarak çıkamaz! Ancak Telles’leri yetiştirerek çıkar.

7 comments:

  1. yazının devamı nereye bağlanıyor. boş sayfaya yönlendiriliyoruz sürekli.

    ReplyDelete
  2. Selam.... Yazınızın linki açılmıyor. Düzeltebilirmisiniz?

    ReplyDelete
  3. güzel yazı..teşekkür ederiz..

    ReplyDelete
  4. anlatmaya çalıştıklarınız gayet güzel ve doğru. Ama transferin yapılmasının başka sebepleri de olabilir. Özellikle Galatasaray gibi milyonlarca seveni olan takımlar için bazen taraftarı heyecanlandırmak, tribüne çekmek, bilet/kombine/ürün satmak vs... gibi. o yüzden aynen Drogba transferinde olduğu gibi eğer İbrahimoviç veya Robben gibi oyuncuların gelme ihtimali varsa ben olsam bunu sonuna kadar zorlardım. Şu an bence Galatasaray'ın ihtyaç duyduğu şey rodriguez, cem paul karacan, carole, bilal gibi "faydalı" sınıfında sayılabilecek rotasyon oyuncularından ziyade böyle bir oyuncu.

    Daha sezon başlamadan maalesef yönetim ve teknik heyet yaptıkları yersiz ve amatörce açıklamalarla, icraatları ile kredilerini tükettiler bile. Kabul edin veya etmeyin, anlayın veya anlamayın bu bir realite. Yarın Inter maçında taraftarın protestosu ile karşılaşma olasılığı çok yüksek. Aslında; berbat bir sezon başlangıcı yapmasına rağmen sezonu 2 kupa ve 4 yıldız ile kapatmış bir caminın nasıl olur da 2 ay içinde coşkusunu, umudunu ve heyecanını yitirdiğini iyi analiz etmek lazım. Burada taraftarı suçlamak yerine anlamak gerekir. Taraftarın algısının oluşumunda yönetim olarak siz eğer etkisiz kaldıysanız veya bizzat sizin yaptıklarınız ve söyledikleriniz iyice insanları çıldırtıyorsa o zaman durup düşünmek gerekir. Bu iş sadece teknik, taktik, kadro planlaması, bütçeden ibaret değildir.
    Yönetim ve Hamza Hoca biraz rahatlamak istiyorlarsa kesinlikle öncelikli olarak enerjisini ve coşkusunu daha sezon başlamandan yitirmiş, takıma olan inancını ve güvenini tamamen tüketmiş taraftarı biraz olsun keyiflendirecek 1 tane dünya yıldızı almak zorundalar. Bu oyun rakiple oynanıyor. Siz kendi faunusunuzda dış dünyaya kapalı değilsiniz. Fenerbahçe forvete Van Persi'yi alırken siz sezona Burak ve Umut'la başlayamazsınız. Burak'ın kaçırdığı ilk golde uğultular başlar. Zaten takımda hiçbir Türk oyuncunun kredisi yok. Taraftar bazılarından nefret ediyor, bazısındansa iyice soğudu. Sabri, olcan, yekta, tarık, umut gibi oyuncuların yetersizliği, burak, selçuk'un hizipçiliği vs...üstüne Hamza Hoca'^nın sürekli onları korur tavrı maalesef işi bu noktaya getirdi.

    ReplyDelete